Netflix'i Aratmayan Çocuk Kitapları
Son günlerde gümdeme sıkça gelen çocuk kitapları ile ilgili Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No'lu Şube Başkanı İdris ŞEKERCİ yazı kaleme aldı.


Bugünlerde sıklıkla karşılaştığımız bir sorun üzerine bu tespitleri yaparak başlayalım istedim. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da gündemine giren ve RTÜK’e şikayet edilen, teması “dişiliğini keşfederek aile geleneklerine meydan okuyan çocuk” mottosuyla reklamı yapılan Netflix yapımı film ile ilgili kamuoyunda bir hayli tepki verildi. Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın “Toplumlar parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker. Ahlaksızlığa, pedefoliye, çocuk istismarına asla müsaade edilmemelidir.”ifadeleriyle eleştirdiği bu filim ile ilgili tartışmaların üzerinden çok geçmeden, çocuk kitaplarında geçen ifade ve metinler gündeme oturdu.
Önce Musa Dinç isimli Çocuk Yazarı(!)’ nın “Gül ve Düşün” adlı kitap üzerine başladı tartışma. Derken; Hayalci Çocuk, Keloğlan Ak Ülke, Gece Sesleri ve en son Ferhan Şensoy’un “Elveda SSK” adlı kitabı(!) gündeme geldi. Bir dönem özel okullarımıza davet ederek öğrencilerle buluşturduğumuz yazar Ayşe Kulin’den tiyatro duayeni olarak gözümüze sokulan Ferhan Şensoy’a kadar pek çoğunda gördüğümüz ensest ilişkiden pedefoliye, hayvana tecavüzden bilmem nereye kadar türlü ahlaksızlığın normalleştirilmek istendiğini görmezden gelemeyiz.
Kitapların, üzerindeki İSBN numarası ne anlama gelmektedir sorusunu sormak bir anlam ifade eder mi bilmiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Müdürlüğü tarafından verilen “Uluslararası Standart Kitap Numarası” adı verilen, kitaplarla sınırlı olmayan yazılı ve görsel ürünlerin tamamını kapsayan bu uygulama, muhteva denetimini de kapsar mı sormak isterim. Sözün başında ifade ettiğimiz “denetimin güvene engel olmadığı” temel ilkesi acaba “iş işten geçmeden” kitap okuyucu ile buluşmadan, film vizyona girmeden mümkün olamaz mı?
Netflix tarafından her biri tartışılan film ve diziler ortada iken, adına çocuk kitabı denerek ahlaksız ifadeler ile çocuklarımızın zihinleri iğfal edilirken hiçbir yetkili “topu taca atmak” anlamına gelecek ifadelerle sorumluluktan kaçamaz. Tıpta “Önleyici Hekimlik olarak tanımlanan yöntemin, “ Onay mercii” olarak sorumluluk alan yöneticinin ihmal etmemesi gereken bir yaklaşım olmalıdır.
Ne Milli Eğitim Bakanlığı, kendilerince tavsiye edilen kitap olmadığı gerekçesiyle kendini savunmalıdır ne de Kültür Bakanlığı bir başka mazeretin arkasına sığınmalıdır. Her kurum sorumluluk alanında toplumsal hassasiyeti dikkate almalı, kendi elimizle kendi çocuklarımızın ahlakını dejenere edecek eser(!)lere müsamaha gösterilmemelidir.
Artık ne sınıf kütüphanelerini işgal eden meşhur(!) yazarların çocuk (!) kitaplarına tahammülümüz kaldı ne de okulları film seti gibi kullanan bu toprakların öğrencisi/öğretmeni olamayacak tiplerin meşrulaştırılmak istendiği sinema şirketlerine müsamaha ile bakacak durumdayız. “Nesilleri ifsat eden” bu sessiz tehlikeye karşı tedbir alamazsak korkarım ortada ne örf-adet, ne ahlak-edep ne de bize ait bir şey kalacak.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: